“Fikri mülkiyetler, uyku halindeki maddi, sabit ve maddi olmayan kâr motorunu, güçlü ve kârlı hale getiren bujilerdir. Fikri mülkiyetler bir firmanın sahip olabileceği en güçlü varlıklardır. Yüksek satış fiyatlarının tespit edilmesini sağlayabilirler, pazar payını yükseltebilirler, müşteri sadakati sağlayabilirler ve rakiplere büyük engeller teşkil edebilirler.” (Russell Parr)
Bu sözden de anlaşılacağı üzere Fikri Haklar (marka, patent, faydalı model, tasarım, telif gibi) kurumların en değerli varlıklarından biri. Ancak Fikri Haklardan gerçekten faydalanabilmek için konuya stratejik bir bakış açısıyla yaklaşmak gerekiyor.
Kültür oluşturma: Fikri Haklar kültürünün kurum içinde yayılımının sağlanması (farkındalık çalışmaları, ödül sistematikleri, fikir cazibe odaklarının oluşturulması gibi) her şeyin başıdır.
Sistematikleri kurma: Fikri Hakların kurum içinde nasıl yönetileceğine ilişkin yazılı bir politikanın oluşturulması ve bunun ilgili iç ve dış paydaşlara duyurulması da bir diğer önemli adımdır. (strateji dokümanı, fikri haklar prosedürü, ilgili sistem dokümanları gibi)
Değerlendirme: Çalışanlardan gelen her türlü fikrin tescil edilebilirlik açısından sağlıklı ön değerlendirmesinin yapılması (ön araştırmalar, patent saha raporları gibi) ve Ar-Ge sürecinin buradan alınan çıktılara göre kurgulanması gerekmektedir.
Envanter oluşturma: Bu filtreden geçen Fikri Hakların doğru kurgulanmış bir kayıt ya da tescil stratejisiyle koruma altına alınması, akıl terinizle ortaya çıkardığınız değerlerin heba olmaması için elzemdir (marka-patent tescilleri, telif hakkı-know-how kayıtları gibi).
Kategorizasyon: Kayıt/Tescil çalışmalarıyla oluşan fikri haklar portföyünün doğru şekilde kategorize edilmesi (önem derecesi, ticari potansiyeli, ticarileşme durumu, buluş puanı, ofansif/defansif/prestij amaçlı gibi) gerekmektedir. Bu kategorizasyonun sonraki aşamalarda elinizdeki portföyden fayda sağlama amaçlı analizlerde size çok büyük faydası olacaktır.
Bakım: Yıllık periyotlarda Fikri Haklar portföyünün yapılan kategorizasyonun da desteğiyle bakımının yapılması (devam ettirilecekler, bırakılacaklar, devredilecekler gibi) ve buna göre gerekli aksiyonların alınması gerekmektedir. Bu bütçe yönetimini de verimli hale getirmektedir.
Faydalanma: Fikri Hakların sadece bir belgeden ibaret olduğunu düşünürseniz, elinizdeki potansiyeli görememiş olursunuz. Oysa elinizdeki bu kıymetli varlığı algı yönetimi, itibar yönetimi, rakiplere gözdağı verme/yavaşlatma, hukuki saldırılara karşı savunma, taklitlerle tavizsiz mücadele etme gibi size pazarda ciddi avantaj sağlayacak amaçlarla hukuki ve etik sınırlar dahilinde her zaman kullanabilirsiniz.
Değerleme: En azından kurum için kritik olan Fikri Hakların bilimsel metodolojiler kullanılarak değerlemesi yapılmalı ve değerlenen Fikri Haklar mali kayıtlarda uygun bir yerde gösterilmelidir. (bilanço dipnotları, nazım hesaplar gibi)
Sinerji yaratma: Elinizdeki Fikri Hak portföyünden daha da fazla fayda temin etmek için konuya vergi muafiyet imkanları, fikri haklara ilişkin teşvik-destek imkanları, lisanslama fırsatları, işbirliği olanakları veya teknoloji eşleştirme gözüyle de bakabilirsiniz. İnanın bu gözle bir analiz yapıldığında hiç ummadığınız çıktıları elde etme ihtimaliniz çok yüksek.
Stratejiye dahil etme: Teknolojik yatırımlara yönelik iş stratejileri belirlenirken Fikri Haklara ilişkin parametrelerin ve verilerin de dikkate alınması gereklidir. (hukuki risklerin tespiti, patent bazlı rakip/sektör analizleri, patent haritalama ile trend/pazar belirleme çalışmaları gibi)
Bu ana başlıklara ilave olarak birçok aşaması derin uzmanlık gerektiren bu süreci beraber yürüyebileceğiniz, tecrübeli, yetkin ve güvenilir bir Fikri Haklar Danışmanlık Firması (Patent Ofisi) ile çalışmanız büyük önem arz etmektedir. Bu danışmanı seçerken konuya doktorunuzu, avukatınızı ya da mali müşavirinizi seçer gibi yaklaşmalısınız.
Üzerine gayet kalın kitap yazılabilecek bir konunun ana çerçevesini kısaca anlatmaya çalıştım.
Umarım faydalı bilgiler aktarabilmişimdir.