HEDEFLER YOLUNDA PATENT ODAKLI AR-GE

Hepimizin bildiği gibi Türkiye’nin ihracat, kişi başı gelir, ekonomik büyüme gibi başlıklarda önemli hedefleri var.

Tabi sadece hedef koymak yetmez, bu hedefe ulaşmayı sağlayacak vasıtaları doğru seçmek ve bunları bir devlet politikası haline getirmek de gerekiyor. Ülkemizin son 15 yılına baktığımızda, bu alanda çok yapıcı ve teşvik edici çalışmaların olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Ar-Ge, patent gibi kavramların her geçen gün daha sık kullanılması, Ar-Ge’ye, ihracata, patent alanlara verilen desteklerin her sene daha da iyileştirilerek devam etmesi de bunun açık bir göstergesi.

Hedeflerimize şu gün itibarıyla ulaşmış olan ülkelere bakıldığında, hepsinin istisnasız olarak GSYİH içinde Ar-Ge harcamaları en yüksek olanlar ve en çok patent başvurusu yapanlar olduğunu görüyoruz. Biz de bu ülkelere benzer şekilde 2023 yılında Ar-Ge harcama oranımızı şu anki yaklaşık rakam olan %0,8’den %3’e, yıllık patent sayımızı da 23 bin adede çıkarmak istiyoruz.

1’E 140 KAZANMANIN YOLU

Hepimiz biliyoruz ki, sadece üretime dayalı ekonomiler “orta gelir tuzağına” düşüyor ve kişi başına gelirleri 10.000 dolar seviyelerinde sıkışıp kalıyor. Bu tuzaktan çıkışın tek yolu ise doğru kurgulanmış Ar-Ge süreçleriyle katma değerli ürün ve hizmetler üretmekten ve ortaya çıkan bir değerleri de güçlü patentlerle korumaktan geçiyor.

Tek bir örnek vereyim, Amerika ve İngiltere tarafından 2000 yılında başlatılan İnsan Genom Projesi başarıyla sona erdikten sonra, Başkan Obama bir konuşmasında, “GENOM projesi için harcadığımız her 1 dolara karşılık 140 dolar kazandık” ifadesini kullanmıştır. İçimden darısı başımıza demekten başka bir şey gelmiyor.

Ülkemiz ne yazık ki çok vakit kaybetmiş ve görünen o ki önümüzde uzun bir yol var, peki ne yapmalıyız, havlu mu atmalıyız? Tabi ki hayır. Tehdidi fırsata çevirmenin Dünyada da uygulanan çok güzel yolları var. Bu noktada kendi mesleğimle ilgili olan alanda kalmak kaydıyla bazı tespitlerimden bahsetmek istiyorum.

PATENT ARAŞTIRMALARIYLA DOĞRU KURGULANAN AR-GE SÜREÇLERİ

Dünyada yılda 2 milyondan fazla patent başvurulurken burada ülkemizin payı her geçen yıl artsa da hala binde ikiler civarında.  O zaman bu patentlerdeki eşsiz bilgi hazinesinden faydalanmamamız için hiçbir neden yok. İşin daha da güzeli, bu verilerin çok büyük bir kısmına ücretsiz erişim imkanımız mevcut.

Dolayısıyla, bir Ar-Ge sürecinin daha en başında mutlaka bir patent araştırması yapılmalı. Bu araştırma sayesine, var olan birşeyi yeniden bulma ya da başkası adına patentli bir projeye emek ve para harcama riski kalmayacaktır. Ayrıca, bu araştırmadan çok değerli yeni fikirler edinecek, belki de Ar-Ge sürecinizi tamamen değiştireceksiniz. Hedefe dönük böyle bir Ar-Ge süreci de mutlaka inovatif ürünler ve güçlü patentler gibi meyveler verecektir.

Sonuçta, patent araştırmalarıyla başlayan ve güçlü patentlerle taçlandırılan Ar-Ge süreçleriyle ülkemiz emek yoğun ekonomiden bilgi yoğun ekonomiye geçişini tamamlayacak, Türkiye-2023 hedeflerini de tutturması hiç de zor olmayacaktır.

Buna paralel olarak, özellikle yeni ürünler üretecek firmalara mutlaka kapsamlı patent ihlal analizi çalışmalarını (Freedom to Oparate) yaptırmalarını da önemle tavsiye ediyorum. Böyle bir çalışma, belki binlerce patentten oluşan bir mayın tarlasında olabilecek en güvenli yolu görmenizi sağlayacaktır.

Buluşlarımızla aydınlanan parlak bir gelecekte yaşamak dileklerime burada yazımı sonlandırmak istiyorum.

En derin sevgi ve saygılarımla